venuse mcmillen.

İkizi Matthew'la beraber New York'ta bir apartmanda yaşıyor. İkisine de ayrı

ayrı tahsis edilmiş stüdyo daireleri, her ikisinin de derslerine yoğunlaşması için

alınmış. Zengin ve idealist ailenin iki çocuğundan kız olanı. Ailesi, çocuklarının

iyi üniversitelerde okumalarını istiyordu. Lise boyunca ailesinin yanında

kalmışlardı. Venuse, sessizliği tercih etti. Ailesinin dediklerine uydu ama içinde

de hep fırtınalar koptu. İtildi, kakıldı. Dalga geçti herkes. Ağzına ilk alkolü on

sekiz yaşında aldı. Bu yaşına gelmesine rağmen, hala bakire ki Manhattan için çok

zor bir şey bu. İnek oldu, süt oldu. Sonunda sahip olacağı şeyleri düşünerek dişini

sıktı. Brown University Fashion Designing & Merchanting', kazandı ve moda

tasarımı okumaya başladı. İşte bu Venuse'un başlangıcıydı.

don't know love at all ,

Üniversiteye başladığında ilk önce farklı bir görünümle herkesin karşısına çıktı. Eskisinden çok daha seksiydi, inek hali gitmiş sanki yerine kaşar hali gelmişti fizik olarak. Ama asla erkeklere yakın olmadı. İlk günden herkesle tanıştı okulda, lisede geçirdiği dört yıl boyunca sahip olduğu arkadaşlardan çok daha fazla arkadaşa sahip oldu bir anda. Herkes tarafından da kabul gördü tabi, hem güzel hem Brownlu birine kim dönüp bakmazdı ki? Her gün dışarılara çıkmaya başladı, dersleri salladı. Zaten bursu da yoktu, ailesi parayı ödüyordu. Gerek evinde verdiği konuşulası partiler, gerek dışarıda gittiği eğlenceli partilerle çoktan eski kimliğinden sıyrılmıştı. Bir süre sonra da sigaraya başladı ve tamamen başka biri haline girdi. Yitirmediği tek şey neşesiydi, hatta istediği gibi yaşayabildiği için daha mutluydu artık. Fakat ailesinin hiçbir şeyden haberi yok. Hala o uslu kız olduğunu zannediyorlar Venuse'un. Bunda da teknoloji fakiri olmalarının etkisi büyük. Fakat öğrenmeleri yakındır. O zaman ne olacağı ise tam bir muamma. Venuse'un son günlerde umursadığı tek şey de bu. Ailesine fark ettirmeden lise yıllarında yapamadıklarını yapmak. Tam bir liseli gibi davranıyor, üniversitede genelde öğrenciler daha ağırbaşlı bir yapı kazanırken Venuse tam tersine dönüştü.

Umursamaz bir yapıya sahip. Eskiden insanların ne düşündüğünü umursarken, şimdilerde insanların onun hakkında iyi, kötü ne düşündüğü umrunda değil. En belirgin özelliği de bu, umursamazlığı. Ayrıca sigara bağımlısı, renk renk sigaralara sahip. Sigarayı bile markayla içebilecek kadar da marka düşkünü. Marka olmayan hiçbir şeyi giymiyor artık, barındırmıyor evinde. Modaya oldukça düşkün, bölümünden de belli olduğu gibi. Eskiden de böyleydi, inek modasını takip ederdi. Şimdiyse kendi modasını kendi yaratabilecek kadar kendine güveniyor. Sütlüğünden tam olarak sıyrılmamamış, hala alkol alırken tereddütlü. Ama hep neşeli, asla kibirli değil. Umursamazlığı, insanların yaptıklarını veya insanları umursamamayı kapsamıyor sadece artık eskisi gibi insanların onun hakkında düşündüklerini umursamıyor bu da kendine gelen güveninden kaynaklanıyor. Biraz gelgitli bir kişiliğe sahip, belli olduğu gibi. Güçlü değildir, hala bir kavgadan sonra gidip tuvalette ağlar. Hala kendi içinde hesaplaşmaları, iç çekişmeleri var. Karakteri henüz oturmamış. Ama mutlu, gülümsemeyi seviyor ve asla insanları küçük görmüyor aksine onlarla kaynaşıyor, kaynaşmaya çalışıyor. Zaten küçük görebilecek üstün bir özelliğe de sahip değil. Kendini keşfetme evresinde olan, üniversiteli bir genç kız diyebiliriz.

VENUSE MCMILLEN
BROWN UNIVERSITY FASHION DESIGNING & MERCHANTING
BİRİNCİ SINIF