Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ayrı başlıkmış hm.

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Julian Granville
rudolf steiner iv. sınıf
rudolf steiner iv. sınıf
Julian Granville


Mesaj Sayısı : 19
Kayıt tarihi : 27/01/12

ayrı başlıkmış hm. Empty
MesajKonu: ayrı başlıkmış hm.   ayrı başlıkmış hm. EmptyÇarş. Eyl. 05, 2012 10:03 pm

Nasıl da harika görünüyorum. Süngerbob gibi!
Şoföre beklemesini söyleyip arabadan indi ve spor ceketinin önünü iliklemeye çalıştı. Basamakları hızla çıktı, lobiye girdiği gibi hızla asansöre ilerledi. Arkasından bağıran görevliyi aldırmadan kabine girip en üstteki düğmeye basmıştı. Asansör çatı katı dairesine yaklaşırken Anika’nın hazır olmasını diledi. Kızın annesini ne kadar seviyorsa üvey babasından da bir o kadar hoşlanmıyordu. Adamı her gördüğünde suratsız bir şekilde selam vermek bile Julian’a işkence gibi gelirdi. Oysaki aralarındaki negatif elektriğin bir sebebi yoktu. Adamla neredeyse hiç konuşmamıştı bile. Asansör açıldığında hemen içeri girdi ve karşısında ona gülümseyen bir yüz görünce gerginliği uçup gitti. Elini öne uzatarak “Nasılsınız Bayan Howell?” diye sordu ama kadın onun elini sıkmak yerine Julian’a sarıldı ve iyi olduğunu ima eden sözler söyledi. Tanrım. Ne şeker kadın! Yerim yerim. Sonra Anika’yı gördü. Küpesine takılmış bir tutam saçını kurtarmaya çalışırken gülümsemeye çalışıyordu. Julian hemen arkadaşına sarıldı ve yanağına -fondöten ya da pudra tatmak istemediği için- hafif bir öpücük kondurdu. Ardından arabada bekleyen adamı bahane ederek kızı hızla aşağıya indirdi. Taksinin kapısını Anika’ya açtı. Ay nasıl da centilmendi bugün! Araba okula doğru giderken ilk defa iki arkadaş arasındaki mavi uyumunu fark etti. Çok kuuluz olm ya.

Havuza doğru yaklaşırken bile kraliçenin ilk partisinin başarılı olduğunu anlayabiliyordu Julian. Ah şu monarşi… Buradakilerin yarısı tamamen eğlenmeye değil de yeni kraliçenin gözüne girmeye gelmişti elbette. Önüne gelen bir çocuk parolayı sorduğu zaman her aklına geldiğinde kahkaha atma isteğiyle dolduğu iki kelimeyi söyledi yüzündeki aptal ciddiyeti koruyarak: ıslanmak istemiyorum. Çocuk başını sallayıp gittikten sonra kolundaki Anika’ya bakıp koca gülümsemesini yüzüne yaydı. Havuz partilerini çok severdi. Sarhoş olup havuza düşen insanlar hâlâ vardı! Julian’ın belki de en sevdiği şey sarhoş birini izlemekti. Yok ya, en sevdiği denemez. Havuz kenarında dengesizce duran zeki arkadaşlarına bakıp birkaç el hareketinden sonra selamlaşmasını bitirdi. Anika’yla oturacağı güzel bir yer buldu ve kırmızı bardaklarla dolu masadan aldığı içkilerle birlikte poposunu yayarak oturdu. Partinin başında havuza girip düşme rezaletinden kurtulan zekâ parıltılarının su şakalarını izledi. Çalan müziği dinledi. Üçüncü bardağını içti ve bu süre boyunca Anika’yla her zaman yaptıkları gibi gördükleri şeylere benzer anıları konuştular. Birinin partiyi monotonluktan çıkarmasını istiyordu. Kraliçenin ilk partisi sıkıcı geçemezdi. “Anika keşke Hufflepuff gerçek olsa.” Başını kızın omzuna koydu ve dudaklarını büktü.


out. yeminlen diyom, muggle olmak julian'a yaramadı. belirtmek istedim.


En son Julian Granville tarafından Çarş. Eyl. 05, 2012 11:41 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anika Jørgensen
rudolf steiner iv. sınıf
rudolf steiner iv. sınıf
Anika Jørgensen


Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 04/09/12

ayrı başlıkmış hm. Empty
MesajKonu: Geri: ayrı başlıkmış hm.   ayrı başlıkmış hm. EmptyÇarş. Eyl. 05, 2012 11:19 pm

Hogwarts'la hiçbir alakası olmayan okullarından o kadar nefret ediyordu ki ancak o kadar nefret edebilirdi, eğer üvey babası olmasaydı nefret ettiği şeyler listesinde ilk beşe bile girebilirdi okul fakat o adam sayesinde liste aynen şu şekilde oluşuyordu: 1. Üvey babası. 2. Üvey babasının tipi. 3. Üvey babasının sesi. 4. Üvey babası. 5. Üvey babasının varoluşu. Sıralamak gerçekten de zordu, adama ve her hücresine olan nefreti o kadar fazlaydı ki eğer büyücü olsalardı Bjorn denilen adam öğrencilerin en sevmediği, aritmansi dersi profesörü ve Slytherin Bina Sorumlu olurdu! Iyy. Zaten adam o gay halleriyle nasıl olmuş annesiyle evlenmişti anlamıyordu, kesin ailesi anlamasın diye yapmıştı bunu biç adam! Bu ejderha hikayelerinin başka anlamı olamazdı... İş ortağı olan Eöl'den hiç bahsetmiyordu bile, adamdaki sinek kapan tipini aklına getirmek bile "SO GAAAAAY!" diye bağırmasına yeterli oluyordu. Odasındaki aynandan üzerindeki elbisenin nasıl durduğuna dair attığı bir bakışın ardından fırınlarından gelen zil sesini duydu. Kurabiyeler! Hemen koşa koşa oraya inerken hangilerinin içine Bjorn'a özel karışımını eklediğini hatırlamaya çalışıyordu. Hah, kare olanlara! Onu Chancellor kabızı etmesini umduğu şaheserlerine bakarken annesinin de buna kurban gitmemesi için içinden fatiha duasını okudu. Gerçi ona yememesi için içine fıstık koyduğunu söylemişti ama yine de dininde imanında olmakta hiç de yanlış bir şey yoktu! Camdan görebildiği kadarıyla kapılarında beliren taksinin içinden inen olsa olsa bi ef efi olabilecek derecede sevdiği Julian olabilirdi! Son kez kendisine bakmak ve eşyalarını koyduğu çantayı almak için odasına girdiği anda annesinin kenksini selamlamak için girişe gittiğini gördü. Koşa koşa kapıya doğru ilerlerken havuç turuncusu saçları uzun küpelerine takılıvermişti, bir şey de düzgün gitse olmuyormuş gibi... Saçlarını yoluk yoluk oradan kurtarmaya çalışırken sinirden saçlarının renginde bir kıvama gelmiş yüzünü kaldırıp Sünger Julian'ına gülümseyemiyordu bile! Neyse ki ona gelip sarılan çocuk kendisini bu dertten kurtarmıştı. Canım ya! Aşağı inerlerken kenksinin yine nasıl şık, nasıl yakışıklı giyindiğine bakıp onunla adeta övünüyordu. Ama keşke tavus kuşu desenli, Anika'nın ona hediye ettiği gömleği giyseydi, o zaman kuulluktan yanına yaklaşılmazdı!

Vays okul gece gece o kadar da kötü görünmüyordu, gerçi kendisi için bir kaleye dönüşmediği sürece sevebileceği bir görüntüye bürünebilmesi imkansızdı evet. Üstünlük çabalarını tarafsızca gözlemekten başka bir şey yapmayan biri olarak kendisi için kraliçenin partisi onu pek de ilgilendirmiyordu ama içip götü başı dağıtan okul arkadaşlarının bu halleri ilerde hatırlayıp gülmek için birebirdi! Zaten başka içleri neydi ki, yiyip içip eğlenmek! Bakın dikkat edin sıçmıyorlardı bile, çünkü güzel kızlar sıçmazlardı! Erkekler yine bi derece... Aman neyse insanların boşaltım hareketlerinden ona neyse. Kop kop dımptıs dımptıs müzikler arasında havuzun tadını çıkaran insanlara bakıyordu, oda tutmaları gerekirken bir duvar kenarında mesken tutmuş çiftlerin sayısı da azımsanacak gibi değildi! "Bak bak, şu kız var ya annesinin mücevherlerini çalıp satmış uyuşturucu için!" diye dedikodu kazanını karıştırmaya devam ederken onun eline tutuşturduğu bardaktaki sıvıyı yudumlamayı da ihmal etmedi. Kenksinin fıldır fıldır gözlerini ve dikkatini cıbıldak cıbıldak kızların üzerinden çekmek için bu dedikodu yeterli olmamıştı demek! O zaman özel silahını kullanmaktan çekinmeyecekti! "Aaa, benim ilk aşkım ben yanında otururken başkalarını mı dikizliyor?" Kreşteki yıllarını hatırlama başarısı yüzünden kendini çok delice tebrik ediyordu, o zaman nasıl Julian'ın peşinden ayrılmayan küçücük sessiz bir kızı kafasında canlandırmak çok eğlenceliydi! Sarışın çocuk ne zaman oyuncak arabalara doğru koştursa Anika onu çekiştirip birlikte evcilik oynamaya ikna etme çabasına girişirdi. Beyaz atlı prensi olmasa da, babasının beyaz jipinden inerek tıpış tıpış kreşe giren çocuğa o yıllarda kesin aşıktı! Soğra şimdiki arkadaşlıklarına bakınca iyi ki onun peşinden ayrılmayan kız olduğuna sevindi, ay canım nasıl da seviyordu kenksini!

out: juliancım anikayı affet bildiğin dedikodu mahalle karısına dönüşmüş.... : (((
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Julian Granville
rudolf steiner iv. sınıf
rudolf steiner iv. sınıf
Julian Granville


Mesaj Sayısı : 19
Kayıt tarihi : 27/01/12

ayrı başlıkmış hm. Empty
MesajKonu: Geri: ayrı başlıkmış hm.   ayrı başlıkmış hm. EmptyPerş. Eyl. 06, 2012 5:37 pm



Anika dedikoduya kendini o kadar kaptırmıştı ki Julian’ın duasına âmin dememişti. Kızlar işte. Anika’yı New York çok değiştirmişti zaten. Tam dedikoducu mahalle karısına dönmüştü. Julian bunu kızın yüzüne karşı da söylüyordu. Keşke Hogwarts’ta olsalardı da Anika yine Julian’ın kuzeni Rain’e sarksaydı. Ah Amerika ah! Nasıl da değiştiriveriyor insanları. Julian da çok değişmişti. Artık hiç komik hissetmiyordu kendini. Depresif olmaktan korkuyordu. Ya bir günlük tutmaya başlar ve içine ‘artık dayanamıyorum, o kız benimle evlenmezse kendimi öldürürüm’ yazarsam ne olur, diye düşünüp dururdu. Ondan sonra da kendini toparlamak için arşivinden bir Süngerbob bölümü açar ve izlemeye başlardı. Gary’nin dilini çözdüğünden beri çizgi film ona daha anlamlı gelmeye başlamıştı.

Tekrar partiye döndüğünde Anika’nın şakacı ama sitemkâr sesini duydu. Julian ilk aşkım lafını hatırlayamayacağı kadar çok duymuş olsa da her seferinde dudaklarından tiz bir gülümseme çıkardı. Bu sefer gözlerini dikip baktığı bir hatunun siks peklerini incelerken sadece dudaklarını kıvırmak ve Anika’ya hafifçe omuz atmakla yetindi. Ay o kız nasıl bir şeydi öyle?! Siks pekli kız mı olur ya? Hogwarts’da görse inanmazdı. Neyse ki kızın yanındaki daha kızsal kızlar Julian’a bakınca o da korkup başını Anika’ya çevirdi. Ya beni dövmeye gelirlerse, ohyo! Kanksını kolundan tutup siks pekli kızlar grubundan daha uzağa doğru çekiştirdi. Korktuğunu göstermemek için her zaman yaptığı gibi hızla konu değiştirdi. “Boris gay mi? Ben hâlâ bilmiyorum onu. Herkes başka bir şey söylüyor valla kafam karıştı olm.” Gerçekten hafılkankslarından birinin cinsel tercihini bilmiyordu. Çok utandı ve Patrick kadar pembe oldu. Sonra toparlamak ister gibi “Geçen bi’ çocuk Boris’le ilgili bir hikâye anlatıyordu. Az kalsın tahrik olacaktım, o kadarını diyeyim. Ay gay miyim yoksa ben?” dedi, fısıltıyla. Sonra yanlarından geçen kısa boylu bir çocuğun elindeki kırmızı bardakları kaptı. Çocuk ilk önce karşı çıkmak için Julian’a döndü ama Julian onu harika-seksi-ciddi-korkutucu-bakışı ile geri püskürttü! ADAM OLACAĞSIN! Aklına takılan cinsel tercih konusunu düşünürken bile bu kadar korkutucu ve seksi olabildiği için çok şanslıydı. “Ay Anikaaağ. Kreşte gay bir çocuk vardı adı Öel miydi Löe miydi neydi, o bana âşıktı evcilik oynarken hep ‘kocam olur musun?’ derdi. Sen de ona kızardın.” Ahahaha -yazar burada fazlasıyla güler- hahhahaaha. “Bence sen beni kurtardın. Seni çok sevyom kankim!” İçtiği yedinci bardaktan sonra dengesiz bir şekilde Anika’ya sarıldı. Kanksını öyle çok sıkıyordu ki Anika’nın yüzü saçlarıyla aynı renge ulaşana kadar ne yaptığını fark etmemişti. Geri çekilirken minnoş bebeyinin omzuna sulu ve sarhoş bir öpücük bıraktı. Her zaman yaptığı gibi!

İçki masasına ulaşabildiği için şanslıydı. Havuzdan oldukça uzak bir şekilde yürüme gayretine rağmen nasıl olduysa bir kez suya düşme tehlikesi atlatmıştı. Masanın üstündeki kırmızı cennete bakıp stoklarının ne zaman biteceğini merak etti. Çünkü masa hâlâ doluydu. Bitmemesi için dua ederek bulduğu tepsiye benzer bir şeye yedi bardak koydu. Üçü Anika’ya dördü kendine. Kanksının yanına dönmek için girdiği yolda bir bardağı düşürünce Anika’ya iki bardak kaldığı için üzüldü ama yine de büyük bir hırsla yoluna devam etti. Galiba partiden önce ot içmemeliydim. Çok geç de olsa kendine itiraf etti erken sarhoş olma nedenini. Anika’nın yanına geldiğinde poposu yerle buluştu ama dökülmek üzere olan içkileri kahraman kanksı kurtardı. Yaşasın Anika! Bir süre en son ne konuştuklarını hatırlamaya çalıştı ama sonrasında bunun bir işe yaramadığını düşünüp yeni sohbet açmaya karar verdi.
“Boris gay mi?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roxanne
wicked witch of the web
wicked witch of the web
Roxanne


Mesaj Sayısı : 303
Kayıt tarihi : 16/01/12

ayrı başlıkmış hm. Empty
MesajKonu: Geri: ayrı başlıkmış hm.   ayrı başlıkmış hm. EmptyCuma Eyl. 14, 2012 12:11 pm

Puanlar;;
julian; beş.
anika; dört.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acrosstheuniverse.yetkin-forum.com
 
ayrı başlıkmış hm.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: 009. :: Geçmiş-
Buraya geçin: