clara.

Manhattan'da minik bir evde doğdu. Annesi bir iş kadını, oldukça iyi para kazanan bir şirketi var. Clara on beş yaşındayken babası eşinin şirketini paravan olarak kullanıp karlı bir iş teklifini kabul ettikten sonra tam anlamıyla bir servete sahip oldular. Clara babasının ilgisine ve sevgisine alışık bir kız olduğu için birden tamamıyla yalnız kalması onu çok kötü etkilemiştir. Clara'yı kısaca anlatmak gerekirse ailesinin gayet iyi bir geliri olmasına rağmen oldukça mütevazi bir hayat süren biri. Doğallık ve sadelikten hoşlanır her zaman. Yapay insanları sevmez. İyi bir dinleyici ve sadık bir arkadaş olmasına rağmen bencil ve kötümserdir de. Gen. yaşına göre oldukça olgun ve kültürlü biri sayılabilmekte. Tiyatro, şiir, opera ve daha nice sanat dallarını takip eder. Bu konularda yetenekli olmasa bile oldukça hoşuna gider böyle aktiviteleri izlemek. Yaşamı seven, günlerini dolu dolu yaşayan biri. Yaşama amacı da spor. Bütün hayatı sporun etrafında şekillenmiş. Gezmeyi, fotoğraf çekmeyi ve tarihi eserleri çok seviyor. İki tane köpeği, bir kaplumbağası var ve onları her şeyden çok seviyor. İnsanlarla iç içe olmayı seven biri değil, bu yüzden Rudolf Steiner'a gelmek istemedi. Ama ailesinin artan servetiyle birlikte çevresinin ailesinden beklentisi arttığı için gitmek zorunda kaldı. Dersleri harika olmamakla birlikte kötü de değil. Çalışmadan yapan öğrencilerden o da. Her ne kadar inek olmasa da kitap okumayı çok sever.