Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Ressam

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Dylan Walchofer
rudolf steiner iv. sınıf
rudolf steiner iv. sınıf
Dylan Walchofer


Mesaj Sayısı : 107
Kayıt tarihi : 14/03/13

Ressam Empty
MesajKonu: Ressam   Ressam EmptyPaz Mart 17, 2013 10:09 am


Yapmakta olduğu şeyin gereksizliğinin ve saçmalığının farkında olmasına rağmen onu mutlu ettiği için bunu durdurmayı düşünmüyordu, fırçasını bel çantasının içine sokup yavaş yavaş merdivenin metal basamaklarını indi, sonra taşınabilir demir merdiveni biraz da sağa kaydırıp yerden paletini aldı ve merdiveni dikkatlice tekrar tırmandı. Uzun ve kalın uclu fırçasını siyaha renge ardından da kırmızı renge daldırıp onları istediği rengi elde edinceye kadar karıştırdı, bordoya yakın bir renk elde edince de tavana bir kam damlası da ekledi, bu diğerlerine nazaran daha az önce vücuttan fırlamış gibiydi, daha dağınık ve daha koyu. Sanki birinin şah damarına makas saplamıştı da kan gayzer gibi boynu terk etmişti. İnandırıcı olduğuna ikna olana kadar renginden ve şeklinden ufak ufak bir sürü değişiklik yapıp merdivenden indi, başını kaldırıp eserine gülümseyerek baktı ve bir kaç detay daha eklemek için yarını beklemeyi düşündü, yer yer tavandan aşağı, duvarın üstüne konmuş kan damlacıkları da eklemeliydi muhtemelen teyzesi bu odayı görünce ilk önce dağınıklık yüzünden, boya kutuları, yerlerdeki muşambalar, lekelenmiş bir sürü tişört ve bunların hepsinin yerde gelişigüzel dağılması sinirini çok bozacaktı; sonra da bu vahşi görünüm için kızacaktı. Güzel ve sevimli bir kaç bulut çizmeliydi belki de çiçekler, onları arasında gök kuşakları bir kaç tane de ayakkabıcı cin ve altın küpleri. En azından merdiveni tekrar depoya götürmesi gerektiğini düşündüğü sırada teyzesi doğal platin sarısı saçlarını savurarak odasına adım attı, üzerinde toz pembe mini bir elbise vardı, bacakları her zamanki gibi nefis gözükmesine rağmen sanki biraz kilo almıştı. Stresten olsa gerek, aynı evde yaşamalarına rağmen Dylan onu yaklaşık iki haftadır görmüyordu ki bu da alışılagelmiş bir durumdu. Rachel Surrey, yani Los Angeles'ın birden yükselen, her sergisinde tüm tablolarını satan yetenekli ressam, bu bi milyonuncu sergisi bile olsa her defasına heyecandan yaprak gibi tir tir titrer ve galerinin tüm düzenlemeleriyle kendi ilgilenirdi. Organizatörler onun için yeteneksiz para avcısı hipsterlardan başka bir şey değildi ve bunu o kadar çok dillendirmişti ki şimdi istese bile en paraya ihtiyaç duyan organizatör bile onun işini yapmazdı. Bu yüzden de her sergiden önce aşağı yukarı bir ay kafayı yiyor, servis edilecek kanepelerin karideslerinin yerli mi yoksa ithal mi olacağından ışıklandırma, hatta ampullerin markasına kadar, masaların yerlerinden, tabloların nasıl sergileneceğine kadar her şeyi ayarlıyor, en ufak bir pürüze izin vermiyordu. Bir haftadır da yeğenine günde bir kaç kere ona bir sürprizi olacağını söyleyip duruyordu. Dylan bu sürprizin tablolardan birini seçip odasına asmak olacağını tahmin ediyordu ama teyzenin resimleri ona göre fazla renklı ve hayat doluydu; kendi dünyası ise daha çok kan lekelerinden ve korkunç mitolojik yaratıklardan ibaretti. O ışıl ışıl tablolardan birin odasına asarsa gözleri yanar, kalp krizinden de geberip giderdi. "Ciyyk, Dylan odanın hali..." Yerde duran lekeli tişörtlere ve üst üste yığılmış boya kutuları işaret etti, ardından yeğeninin kucakladığı metal merdivene baktı. Kafasını olumsuz bir biçimde sallayıp kapı eşiğine tutundu, . "Samantha'ya söyleyeyim gelirken bir kaç enerji içeceği içsin." Samantha onlarla uzun zamandır çalışan hizmetçileriydi, Rachel ona ihtiyaç yokken ücretli tatil hediye ederdi ve gerek duyduklarında geri çağırırdı. Ellili yaşların sonunda oldukça sevimli ve arkadaş canlısı bir kadındı ve görüp görebileceğiniz en nazik ellere ve çok dürüst bir ruha sahipti. Teyzesi boş boya kutularına bakıp içlerindekinin ne amaçla kullanışığını anlamak için yosun yeşili gözleriyle odayı tararken tekrar ciyaklayıp gözlerini tavana dikti, "Ah Dylan kafanın içinde neler var senin. Bir erkek arkadaş bulmalısın artık." Dylan metal merdiveni elinden bırakıp alnındaki saçları kulağının arkasına attı. Kocaman bir gülümsemeyle tavana bakıp ne kadar güzel olduğuyla ilgili bir şeyler zırvaladı. Rachel, yeğeninin segilisinin olmaması ya da en azından birileriyle flört etmesi için elinden ne gelirse yapıyordu ama kız bir katır kadar inatçıydı ve ona ayarladığı bütün zengin oğlanlarla şöyle bir dalga geçip kenara atıyordu. Teyzesi derin bir nefes alıp üzerinde cinayet işlenmiş tavanı görmezden gelmeye çalışarak bir kaç adım geriledi,
[color:2fa1=##6698FF]"Sergim yarın biliyorsun. Senin de gelmeni istiyorum ne dersin?" Turuncu saçlı kız bunu ne kadar istemediğini çok iyi biliyordu, dedikodu yapan bir sürü sosyetik tip, havalı garsonlar ve serçe parmakları havada şampanya içen baba parası yiyen üniversiteli sosyetik tipler. Ama teyzesini kıramazdı, onu ilk defa davet ediyordu, yine de ister istemez yüzünü buruşturdu.
"Tatlım, bir gün ressam olmak istediğini biliyoruz, bu adını duyurman için iyi bir fırsat. Bir sürü eleştirmen, gazeteciler ve sosyeteden bir çok insan orada olacak!"
"Sorun da o ya zaten... Ama seni kıramam biliyorsun." Gözlerini devirip kendini yatağına attı ve inleyerek yuvarlanmaya başladı.
"Kendine şık bir elbise al olur mu, lütfen ürkütücü olmasın." Buna derin bir homurtuyla cevap verip kendini yataktan yere attı, teyzesi havaya bir öpücük fırlatıp odadan çıktığında gözlerini kısmış söyleniyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roxanne
wicked witch of the web
wicked witch of the web
Roxanne


Mesaj Sayısı : 303
Kayıt tarihi : 16/01/12

Ressam Empty
MesajKonu: Geri: Ressam   Ressam EmptyPtsi Mart 18, 2013 11:48 am

    dylan;; +3
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acrosstheuniverse.yetkin-forum.com
 
Ressam
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: 005. :: APARTMENTS-
Buraya geçin: