Dirty little secret

Konu: Dirty little secret Salı Mart 12, 2013 2:25 pm

❝Dirty little secrets dirty little lies.

Eilidh Cressida & Raphael de Carvalho

Genç adam gözlerini açtığında başucunda ki komidinin üzerinde duran dijital saatte baktı ilk iş olarak saat on’u çeyrek geçiyordu. On bir buçukta Gianna ile buluşacağına söz vermişti kız ne kadar sorumsuz olursa olsun her zaman sözleştikleri saatten daha erken buluşacakları yerde olur ve Raphael’in ne kadar uyuşuk olduğuyla ilgili şeyler söyleyerek genç adama kızardı. Bu yüzden gece yatarken üzerine örttüğü şimdiyse sadece vücudunun yarısını kaplayan çarşafı ayağıyla ittirip başını zorda olsa yumuşak yastığından kaldırıp odasında bulunan banyoya girerek hızla duş aldı. Yatağının karşısında ki dolabın kapağını açtı ve bir gömlek ve ona uyumlu bir jean pantolon çıkarıp üzerine giydikten sonra genç adam aynanın karşısına geçip saçını düzeltti. Odasının kapısını açıp merdivenlere doğru yöneldi ve neredeyse her bir basamağında annesinin ince zevkini yansıtan Raphael’e göre sadece cam parçasından ibaret olan rengârenk vazolar, biblolarda süslenmiş olan merdivenlerden yavaş adımlarla inmeye başladı. Çünkü eğer hızlı hareket ederse dünyanın dört bir tarafından topladığı bu sözde şaheserleri(!) düşürebilirmiş. Evdeki sessizlikten belli olduğu kadarıyla anne ve babası çoktan gitmişlerdi. Son zamanlarda vakitlerinin çoğunu işle harcıyorlardı zaten büyük ihtimalle önemli bir dava vardı ellerinde. Evden çıkıp Gloria’s Cafe’ye doğru yürümeye başladı güzel bir gündü ve araba kullanmak istemiyordu ayrıca Cafe’de oldukça yakındı zaten evlerine. Burası sürekli olarak gittikleri bir yerdi Gianna ile. Genç kız sayesinde keşfetmişti orayı. Tıpkı Gianna gibi İtalyan olan Gloria’nın açtığı bir kafeydi. Omletleri çok güzeldi neredeyse her sabah birlikte oraya gidip kahvaltı yapıyorlardı. Kolunda ki ufak bir servet değerinde olan hediye saate baktı onbiri on geçiyordu. Gianna’dan önce oraya varmak için adımlarını hızlandırdı Kocaman Gloria’s yazısını gördüğünde koşarak karşı caddeye geçti ve kapıyı içeriye doğru ittirerek kafeye girdi. En köşede oturan Gianna’yı görünce yüzüne az evvel yayılmış olan gülümseme bir an için solmuştu. Genç kızın yanına doğru ilerleyerek karşısına oturdu. “En azından söylediğim saatten daha erken geldin.” Diye mırıldandı Gianna. Genç kızda bir şeyler vardı belliydi. Şayet öyle olmasaydı yüzünde her zamanki kendini beğenmiş gülümsemesiyle Raphael’e bakar ve genç adamın her zaman hoşuna giden aksanıyla “Tatlım hayatım seni bekleyerek geçiyor” derdi. Bu halinden nefret ediyordu ve O’nu bu hale getiren kişiden daha çok nefret ediyordu. Her ne kadar kan bağı olsa da. Genç kızın masanın üzerinde duran ellerini elleri arasına aldı. “Seni Arkaitz ile tanıştırmamış olmayı dilerdim.” Yanlarına gelen yeni olduğunu tahmin ettiği garson kıza siparişlerini verdikten sonra Raphael sözlerine devam etti. “Bu halin beni deli ediyor Gia, sen bu değilsin. Bir pislik için üzülüyor olmandan nefret ediyorum.” Genç kız gözlerini camdan ayırıp Raphael’e çevirdi. Gia’ya olan sevgisi çok hem de çok büyüktü. Arkadaştan da öte bir kız kardeş gibi görüyordu onu. Her zaman işe yaramaz bir ikiz yerine sahip olmak istediği bir kız kardeş gibi. “Öyle konuşmamalısın Raphael o senin kardeşin.”

Orada ne kadar oturduklarından emin değildi Raphael. Dört belki beş saat ya da daha fazla. Bu geceyi Eilidh ile geçireceği için oldukça heyecanlıydı. Hayatında gördüğü en güzel kadındı Eilidh her açıdan fiziksel olarak on sekizlik kızlara taş çıkartacak derecede mükemmel bir vücuda sahipti, zekiydi ve başarılı bir iş kadınıydı. Aralarında büyük bir yaş farkı vardı aslında ama bu Raphael’in umurunda değildi Eilldh ile geçirdiği her saniyeden büyük bir zevk alıyordu. Çoğunlukla vakitleri yatakta geçiyordu çok sohbet ettikleri söylenemezdi ama Raphael neredeyse hakkında ki her şeyi biliyordu sonuçta Google diye bir şey vardı. Eilidh gibi güzel ve başarılı bir kadın birçok habere konu oluyordu. Eliyle yoldan geçen bir taksiye durması için işaret yaptı genç adam ve önünde duran taksiye binip Eilidh’in evinin adresini verdi. Cafe’den çıktıktan sonra eve gitmiş ve tekrar üzerini değiştirmişti Raphael birazda oyalanmıştı vaktin geçmesi için. Taksi görkemli evin kapısının önüne geldiğinde Raphael tutarın biraz fazlası miktarı şoföre verip arabadan indi ve bahçe kapısını açarak sağ ve sol tarafı yemyeşil çimenlerle kaplı evin girişine doğru ilerleyen yolda yürümeye başladı. Kapının önüne geldiğinde zile basıp kapının açılmasını beklerken gözlerini yere dikmişti.Kapı açıldığında karşısında gördüğü insana hiçbir erkek kayıtsız kalamazdı. Daha önce çoğu kez dokunduğu için bildiği ipek kadar yumuşak saçları, koyu yeşil gözleri dolgun kırmızı dudakları insanı tahrik etmeye yetiyordu bile, üzerine tam oturmuş mini kırmızını elbisesini hesaba katmaya gerek kalmıyordu. Genç adam şimdiden sabırsızlanıyordu ellerini kadının vücudunda gezdirmek, dudaklarından öpmek ve onu hissetmek için. Kadına yaklaşıp elini sırtına koydu ve kulağına doğru eğilip “Mükemmel görünüyorsun.” Diye fısıldadı genç kadının sırtındaki elini kalçasına doğru indirirken.