Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 the piji parti.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Desire Belcourt
ucla i. sınıf
ucla i. sınıf
Desire Belcourt


Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 10/07/12

the piji parti. Empty
MesajKonu: the piji parti.   the piji parti. EmptySalı Şub. 19, 2013 3:12 pm

Ellerindeki fotoğrafları birer bayrak gibi sallayarak merdivenlerden aşağıya indi. Üzerindeki mavi, askılı tişörtünün üzerindeki Mickey fare baskısı neredeyse yok gibi duran mini şortunun yarattığı efekti bile gölgelemiş, Boni ve Ari’nin aksine kızın inanılmaz derece sevimli görünmesine sebep olmuştu… Çıplak ayakları son basamağa ulaştığında tahtalardan bir gıcırtı sesi yükseldi. Mutfaktan gelen kıkırdamalar yüzünde bir tebessüm şeklinde gösterdi etkisini. Uzun zamandır yapmıyorlardı bunu, gerçi kimse yine tam olarak toplandıklarını iddia edemezdi. Yanlarına gittiğinde kızlar ilk olarak onu fark etmediler. “Uygunsuz fotoğraflarımızı buldum.” Gözler kendine dönünce memnun bir şekilde başını salladı ve elindekileri havaya kaldırdı. Noah geldiğinde yatağın üzerinde serili duranları parmağıyla ayırmıştı. “Face’e koymadıklarımız da var, onlar sahiden çokoşlar.” Mutfağın girişindeki duvara yasladı sırtını. Yüzündeki ifade görünüşüne tersti, sevimliliktense fazlasıyla uzaktı, dudakları sıkıca birbirine bastırılmış ve iki yana kıvrılmıştı. “Yine de favorim hala öpüştüğünüz resim, olayın içinde olamasam da…” Boni’nin kahkahasıyla birlikte hareketlendi, mutfağın içinde birkaç adım attı. Ari'nin yanına geldiğinde gülümsedi, "İkiniz de seksi geceliklerinizle içimi dağlıyorsunuz. Aranızda çocuk gibi kaldım -ben." Güldü ve Mickey baskısını gösterişli hareketlerle düzeltti. "Ama bak Ari, renklerimiz aynı, ne de uyumluyuz." ardından köşede katlı duran bir tabureyi alıp açtı ve oturup ellerini bacaklarının üzerinde birleştirdi. Var olan en cici kızım ben

Ari’nin elinde kurabiyemsi bir şeyle ona doğru yürüdüğünü görünce kafasını hafif kaldırıp ağzını açtı. Ari sırıttı ve iki parmağıyla tuttuğu kurabiyeyi Boni’nin “uçak geliyor, uçak” şakası eşliğinde Dee’nin ağzına attı. “Tadı pek güzelmiş, sen mi yaptın aşkım?” Ağzı doluyken konuşmaması gerektiğini elbette biliyordu. Fakat şu an burada bulunan kimseden çekinmesine gerek yoktu sonuçta, Boni zaten onun bir değişik versionuydu, kızı asla yadırgamazdı, Ari ise… Dee, Ari’yle sohbet ederken bazen o kadar ilginçleşiyordu ki, büyük ihtimalle Desire’ın bu küçücük ayıbını kolaylıkla görmezden gelebilirdi. "Elbette ben yaptım, siz iki beceriksizin bildiği tek şey; yemek." Tabii tabii, onun yaptığını tahmin etmişti zaten. Yutkundu, az önce yediği şeyde farklı bir aroma vardı, tarçın mı? Hayır, başka bir şeydi. Aria’nın elinin bu tip işlere yatkın olduğu gerçeği, Desire’a kendi beceriksizliğini sürekli yeniden fark etmesi ve bu şekilde kendine acıma duyusunu geliştirmesi için büyük bir şans dışında, destansı bir tat alma duyusu kazandırmıştı. Boni kızlara döndü ve tezgâha oturdu. “Dee hadi.” Kafasıyla yanındaki meyve dolu kâseyi işaret etti. “Düşürmezsen memnun olurum.” Homurdanarak kalktı oturduğu yerden ve ayaklarını sallayan kıza dikti gözlerini. “Hamallık görevi hep bana kalıyor…” Acımasız bir sırıtış yayıldı Boni’nin yüzüne, Dee kâseyi alırken yanağından bir makas aldı ve bal rengi saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı, gözlerindeki ifade yiyecekleri hazırlamaya yardım edebilecek kadar becerikli olsaydın böyle olmazdı diyordu, Desire haklı bir sebepten dolayı alay konusu olduğu için kendisine küfretti kafasının içinde.

“Size anlatacak inanılmaz ilginç bir hikâyem var.” dedi salona geçerken. Gözeri Ari’ye kaydı. Başkası olsa, ben zaten biliyorum diye atlardı şu durumda. Ama Tanrı’ya şükür; Ariadne Areleous, bunu yapmayacak kadar akıllıydı. Bütün dünya duysun ay lav yu Ariadni Areliyıs. Sahiden vardı, evinde ailesinden gizli bir erkek kalıyordu. Daha ayrıntıya inilirse Dee’nin büyük ihtimalle şu anki halini almasında payı indirgenemeyecek kadar büyük olan ilk aşkı Noah Tucker… Ari’ye ondan bahsetmişti. Bunun sebebi onun Ari olmasından çok, onun Ari olmasıydı. Beni anlar diye düşünmüştü, haklı da çıktı. Jace’den hoşlanmadığını her fırsatta dile getiren Ari’nin Noah’ı daha tam tanışmadan böylesine sevmesi, Dee’yi elbette şaşırtmıştı. Ama asıl merak ettiği Boni’nin tepkisiydi… Tanrı biliyor, şu an Heath burada olsaydı, bu konunun fazla ilgisini çekeceğini asla düşünmüyordu. Fakat Boni kızacaktı, üç sene içinde Noah’ın adının aralarında hiç geçmemiş olmasına kızacaktı, ama hepsinden önce; kendisinin en son öğrendiği hissine kapılacaktı. Bunun içinse, Dee kardeşi Boni’nin güzel yüzüne dokunmaması için dua etme ihtiyacı hissediyordu.

Düzgünce dilimlenmiş elmalardan birini ağzına attı. Ağzına yayılan hafif ekşi fakat yinede şekerli meyve suyuna karşılık, memnun olduğunu belirten sesler çıkardı. Boni’nin zevkle seçilmiş koltuklarının ortasında hizmete hazır bir şekilde bekleyen cam sehpaya baktı alıcı gözle. Aria’yı övmek için açtı ağzını fakat o sırada kapı çaldı. Bu saatte kimseyi beklediklerini düşünmüyordu. Kızıl saçlı arkadaşı ayaklandı Boni yerinde. Kızın ev sahibi olmasına rağmen sergilediği rahat tavır görülmeye değerdi… Desire’ın yadırgayan bakışlarına karşılık Bonnie de ayaklandı ve Aria’nın peşinden girişe yöneldi. Ardından sevinçli bir şekilde zıplayarak döndü Desire’a haber vermek için. Şakıdı ardından yüzündeki sevimli gülümseme eşliğinde, “Penny gelmiş,” Cümle bitimin ardından bir es verdirtmeden koşarak salona giriş yaptı Penelope. Desire güldü içten bir şekilde. Arkadaşlarını ne kadar sevdiğini düşündü, bunu Tucker’a tam hissettiği şekilde anlatmasının mümkün olmayışına üzülüyordu… Çünkü bu kızlar, var oluşundan memnuniyet duymasının tek sebepleri olabilirdi. Aria’dan başka kimse, üniversite başvurusu için Desire’ı beklemezdi, belki Dimikti, ama herkes onun beklediğinin dolaylı yoldan Dee olduğunu biliyordu, çocuğun ilgi alanı Dee’nin biricik aşkı Aria’ydı. "BEN GELDİİİİİİİİM!" Kelimelerin yüksek tınısı sadece karşısındaki koyu saçlı mini Rock yıldızının sesi eşliğinde kulak tırmalamazdı herhalde veya Ari’nin veya Boni’nin. Hatta büyük ihtimalle kendi dışında birçok kişinin… Her neyse… Ayağa kalkmaya çalıştı çöktüğü minderden, ama Bonnie’nin yardımı olmadan başaramadı.

Kollarını açıp onlara beklenti dolu bir şekilde bakan Penny’e doğru koştular ardından Boni ile. Aralarında en zayıf olan Penn elbette ki üzerine yüklenen bu ani ağırlığı taşıyamadı. Üçü birlikte konforlu Hadwyn koltuklarından birine yığıldılar. Ari’nin beni dışlamayın gibi bir şeyler dediğini duydu. Ardından o da koltuğa, onların yanına zıpladı. Kahkaha attı olağanca yüksek bir şekilde. Sizi çok çok çok seviyorum diye bağırmak istedi. Bonnie ayağa kalkıp zıplamaya başladığında bir daha güldü patırtıyla. Bu defa Ari ve Penn de katıldı ona. “Haydi Dee, senin de zıplamaktan zevk aldığını biliyorum” Teklifin üzerine sırıttı. Oturduğu yerde dikleşti ve omzuna başını yaslamış ve hala gülmekte olan Penny’ye biraz daha rahat yer sağladı. “Zıplamayı ve hoplamayı seviyorum, ama eğer zıplarken senin şu an göründüğün gibi görünüyorduysam… Beni daha önce uyarmalıydınız.” Boni’nin çıkardığı ‘hey’ sesi bir ikaz niteliği taşıyordu. Bal rengi saçlı kız eline geçen ilk yastıkla Dee’ye sertçe vurdu. Ama o umursamadı hatta melodik bir şekilde ekledi. Artık sevmeyeceğim…”

Ayağa kalktı ve gülümsedi. Burun yapısı bir fareninkini andırıyordu böyle güldüğü zamanlarda. Sahiden, sevimliydi. Resmen bir külot halini almış mini şortunun paçalarını düzeltti ve heyecanla parlayan mavi gözlerini Penny’ninkilere dikti. “Hey Heath, şu kurabiyelerin tadına bakmalısın, mucizevîler.” Ardından tabaktan bir tanesini aldı ve Penny’nin neredeyse burnuna kadar yaklaştırdı, daha sonra arkadaşı ağzını açıp kapamadan hızla geri çekip kendisi yedi. Ari’nin güldüğünü duydu ve oturur durumda olan kızlara yukardan bir bakış attı. Herhangi bir şey söylemeden zıplayarak yukarı çıktı. Ari’nin arkasından seslendiğini duysa da, açıklama yapmadı. Geri döndüğünde elinde televizyonun altındaki oyun konsoluna takılmayı bekleyen dört mikrofon bulunuyordu. “Yani… Karaoke yapalım demiyorum, ama en azından ben, şarkı söyleyeceğim.” Bu lafın üzerinde gözlerini kısıp güldü, ekleme gereği duyduğu bir noktayı vurgulamak için işaret parmağını arkadaşlarının üzerinde dolaştırdı. “Bana eşlik ederseniz, memnun olurum.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roxanne
wicked witch of the web
wicked witch of the web
Roxanne


Mesaj Sayısı : 303
Kayıt tarihi : 16/01/12

the piji parti. Empty
MesajKonu: Geri: the piji parti.   the piji parti. EmptyPtsi Mart 11, 2013 10:20 am

    desire;; 3+1
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acrosstheuniverse.yetkin-forum.com
 
the piji parti.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Parti Zamanı!
» Parti repesi
» Parti Hakkında,

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: 005. :: APARTMENTS-
Buraya geçin: