chazian, nuné

Kariyerine ailesinin istediği her şeyin tersini yapmaya çalışan şuh bir genç bayan olarak başladı. Okul notları yeterince iyi olmamasına karşın çalışsa yapar öğrencilerin tarihinde yeni bir soluktu kendisi. Güzel olmamak için elinden geleni yaptığı bir dönem de oldu. Erkekler onu sıkıyordu. İlgilerini çekmek istememişti. Saçlarını kesti. Dişiliğini ört pas edecek her yöntemi denedi. Biseksüel olduğuna üç sene önce karar verdi fakat kızların "damak tadına daha uygun" olduğunu yeni yeni fark ediyor. Bu şehre geldiğinden beri daha rahat, saçlarını uzattı. Kıyafetlerine daha dikkat ediyor. Varlığını belli etmek bir manada hoşuna gitmeye başladı nihayet. İlişkileri kısa sürse de yenileri ona zevk vermeyi kesmedikçe sorun etmiyor. Party animal hayat tarzını benimseyememiş olabilir fakat bu hayatın tadını çıkarmadığı anlamına gelmiyor. Görgüsüzlüğe tahammülü yok, sene başında konuşmalarının arasına Fransızca veya Ermeni'ce kelimeler sokuyordu sinirlendiği anlarda. Genellikle çevresindekilerle ortak dilde dedikodu yapmayı sevmiyor hatta hala. Uzaktan izlediği insanların mimiklerine göre diyaloglar yazıp onları birer Barbie bebek misali çarpık ilişkiler arasına düşürmek en büyük hobisi. Makyaj ile pek arası yok fakat özel zamanlarda elbette dudaklarını boyuyor. Fazlasıyla hırslı yetiştirildi. Çim hokeyinde büründüğü hırslı kişiliğin üstüne tanımıyoruz. Egoistlik yapanları ve yapmayı sevmiyor fakat fiziğinin iyi olduğuna kanaat getirebilecek kadar da özgüvene sahip New York'a vardığından beri. Mükemmeli ideada veya varlıkta aramaktansa partnerinde görmek istiyor, karşısındaki ne kadar iyiyse bu ona daha rahat hissettiriyor. Takım kaptanı olduğundan beri spor hayatının yapı taşlarından biri halini aldı.