Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 last night, i let the party get the best of me.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Blaze Bernharz
princeton i. sınıf
princeton i. sınıf
Blaze Bernharz


Mesaj Sayısı : 38
Kayıt tarihi : 24/01/12

last night, i let the party get the best of me. Empty
MesajKonu: last night, i let the party get the best of me.   last night, i let the party get the best of me. EmptyC.tesi Ocak 28, 2012 11:03 pm

    Sidonia, Joella'yla birlikte Nora ve Mona olmasını umdukları ikilinin yanına gittiklerinde Blaze Lilith'le baş başa kalmıştı. Blaze, elinde tuttuğu şampanya kadehinden büyükçe bir yudum alırken Lilith'in bir masa ötelerindeki çocuğa kaçamak bakışlar attığının farkındaydı. Ses çıkarmamaya devam edip onu izlemeyi sürdürdü Blaze, kesinlikle böylesi daha eğlenceliydi. Lilith, Blaze'in ona baktığını fark edince ne yapacağını bilemez halde gözlerini kaçırmaya başladı. Kızıl saçlarını arkaya savururken suratındaki salak sırıtma, bir erkeğe kur yapmakta olduğunu hemen ele veriyordu. ''Ben bi' lavaboya gideyim.'' Blaze bıyık altından gülüyordu, Lilith lavaboya doğru yalpalayan adımlarla ilerlerken Blaze de içkisinin kalanını tek seferde içerek boş bardağı masanın üzerine koydu sertçe. Gözleri titremeye başlamıştı, içtiği çeşit çeşit içki etkisini gösteriyor olmalıydı. Kadehinin üzerindeki ruj izlerine bakıyordu Blaze, ilgisini çeken başka bir şey yoktu çünkü. Kafasını sallayarak başının dönmesini engellemeye çalıştı genç kız. Yanından geçen garsonu gördüğünde tepsisinden işine yarar bir şeyler alabileceğini düşünüyordu. Daha fazla içki mi, muhtemelen evet. Aslında başı yavaş yavaş dönmeye başlamışken ve yanında Lilith bile yokken çılgınlar gibi eğleniyormuşcasına bu kadar içmesi saçmaydı belki; ama eli boş dururken daha çok sıkıldığını hissediyordu. Garsonu durdurarak elinde tuttuğu gümüş tepsiden ne alsa iyi olur diye karar vermeye çalıştı. En sonunda ona en çekici görünen kokteyl bardağını alarak sıkılmaya devam etti. Masanın üzerinde duran küçük çantasından telefonunu çıkararak saate bakmayı denedi. Ah, sikt*r et. Telefonunu tekrar çantasına atarak Lilith'i beklemeye başladı. Lavaboya, lavaboyu kullanmak amaçlı gitmediğini biliyordu Blaze, birileriyle oynaşacağı apaçık ortadaydı. Ama tuvalette seks? Hadi ama Lilith, bundan daha iyisini bulabilirdin. Kokteylini bitirmeyi göze alamadı, zaten başı yeterince ağrıyordu. Çantasını masanın üzerinden alarak lavabolara doğru ilerlemeye başladı. Hammerstein Ballroom oldukça lüks bir yer olduğu gibi genişti de. Burada daha az önce nerede oturduğunu bulamaz iken Lilith'i, hatta ve hatta lavaboları bile nerede bulacağını bilemiyordu Blaze. Elbette bir garson geçecektir önümden, sorarım. Elbisenin ince askıları, dolgun göğüslerini çektiğinden dolayı omuzlarını kesiyordu. Rastgele ilerliyordu salonun içerisinde, kalabalığın ter kokusunu yararak ilerliyordu hem de. Midesinde sallanan içkilerin yukarı doğru yükseldiğini hissedebiliyordu. Hayır, kusmayacaktı. Hadi ama, bu gece eğleniyor olmam gerekirdi. Ağzındaki içki kokusunu hissediyor olması normal miydi acaba diye düşündü Blaze. Dar kesim elbisesinin içerisinde zar zor hareket ediyordu. Parti konsepti victorian tarzıydı, daha kabarık bir elbise giymesi hem onun için daha rahat olacaktı hem de konsept için sorun olmayacaktı. Ama iddialı bir seçim yapmıştı, dar giyerek alışılmış victorian tarzının biraz daha dışına çıkmıştı. Yine de o kadar çok dikkat çekmediğine seviniyordu. Yüksek topuklu ayakkabılarının üzerinde daha fazla kalamayacağını hissediyordu. Parmak uçlarının ezildiğini hissedebiliyordu. Kulaklarında yankılanan tanıdık melodinin sözlerini anlamaya çalışıyordu. ''No driving, no sleeping, live it up like it's the weekend...'' Gözlerini kısıp rahatlamaya çalışıyordu, ah şu ayakkabıları yok mu? Çıkarsam ne kaybederim sanki? Gri ayakkabılarını çıkarıp eline alarak yürümeye devam etti Blaze, kesinlikle daha rahat hissediyordu. Başı çatlarcasına ağrırken nasıl göründüğünü merak ediyordu. Saçı başı dağılmış olmalıydı, sürekli kahkaha atmaktan ya da dans etmekten düzgün bir imajı kaldığını zannetmiyordu zaten. Çıplak ayaklarında soğuk zemini hissederken adımlarını rastgele sallıyordu. Ne bir garsona dikkat etmişti, ne de lavaboların nerede olduğuna. İyice bunalarak kendini boş bir alana atma isteğinden başka bir şeye odaklanamıyordu. Salonun terasa açılan kapısını fark edince adımlarını hemen oraya yönlendirdi, Blaze. Terasa çıkıp arkasından tüm gürültüyü geride bırakan kapıyı kapatınca oldukça rahatlamıştı. Tüm temiz havayı ciğerlerine doldurmak istercesine derin bir nefes aldı. Kusacağım sanırım. Başını bir kere daha sallayıp kendine gelmeye çalışıyordu Blaze. Elindeki ayakkabılarını ve çantasını yere bırakarak başını göğe doğru kaldırdı. Yıldızlar... Nedense bugün onlar kadar parlak hissetmiyordu. Dönemin ilk partisinde eğlenmesi gerekirdi, kusması değil. Lilith'i bulmanın en iyisi olduğuna karar vererek yere bıraktığı ayakkabılarını ve çantasını geri alarak salona açılan kapıya tekrardan yöneldi, Blaze. O sırada terasa çıkan kişiyi fark etmeden. Hmm, fena sayılmazmış. Burada kalması daha mı iyi olurdu acaba? Hiç değilse biraz eğlenirdi. Sevgilisi varsa hiç çekilmez ama. Şansını denese ne kaybederdi ki? Ayakkabılarını tekrar yere bırakarak arkasını kapıya döndü ve çocuğun salondan çıkıp yanına gelmesini bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
last night, i let the party get the best of me.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» PARTY HARD!
» so i came to your window last night

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: 009. :: Geçmiş-
Buraya geçin: